İz
Küçükken düştüğünde dizine giren cam parçasından sonra oluşan yaradan biliyordu; kabuk bağlasa bile iyileşen yaranın yerini derinin kısımlara göre daha ince olan bir deri tabakası alırdı.
Sonra büyüdü, düşmemeyi öğrendi. Ama o iz ona çocukluğunu hatırlatan bir hatıra olarak kaldı. Ama bir şeyi daha öğrendi, hayatta insanı yaralayan tek şeyin küçük cam parçaları olmadığını... Artık kabuk bağlayan şey duyguları ve hatıraları olmuştu. Onları koparmaya gücü yoktu henüz.
"Keşkelerin acıtmadığı bir yer olsaydı..." diye geçirdi içinden. 22:The Death of All The Romance'ı bir kez daha dinlerken son bir senede yitirdiklerini düşündü. Geride hiçbir izin kalmaması için yatağının altında sakladığı kutuyu çıkarıp ondan kalan eski market fişlerini, fotoğrafları ve sinema biletlerini yaktı. Çalamadığı mutluluktan kalan son hatıraların yok olmasının verdiği garip hisle gülümsedi ve kesif duman kokusunun altında uykuya daldı.
"I was 22, I've had my share of views
I just can't steal that "happiness" from you"
14.09.2008