Kader (!)

 
"Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek. "
Şairin de söylediği gibi anlamsız bir telaş, geçen zamanı unutturuyor bize. Geçip giderken koskoca bir ömür, biz yaşlanıyoruz sadece... Ne doya doya dertleşebildim annemle, ne de tadına varabildim güzel dostlukların. Sürekli bir yere yetişme, bir koşuşturma halindeydik sanki hepimiz... Mutlaka yapılacak daha önemli işler vardı önümüzde. Hepsi için bir süre ayrılmıştı ve tıpkı Külkedisi misali kayboluyordu mutlu anlar o saat geldiğinde... Bazen düşünüyorum da "kendimiz" olamadık hiç birimiz. Herkes bir kılığa bürünmüş ve üstlendiği rolü başarıyla oynamaktaydı. Peki öyleyse ne zaman kendimizi oynayacaktık? Gençliğimiz elimizden kayıp gittikten sonra mı? Yoksa "biz" olabilmek için az da olsa bir şansımız var mıydı hala? Sanırım yoktu. Hiç olmayacak da... Kurulmuş bir düzenin küçük parçalarıyız. Hayatımız sanki önceden yazılmış gibi... "Kader" denen şey gerçekten var mı? Eğer varsa biz neden burdayız? Yaşayacaklarımız önceden belirlendiyse hala yaşamanın ne anlamı var? Kafam çok karışık. Bütün bu soruların cevabı tek bir yerde olabilir diye düşünüyorum. Tanrım, oralarda bir yerlerdeysen eğer, ne zaman biteceğini de söyle şu yalnızlığımın. Lütfen...

23.07.2006

About this entry