Es rüzgar, al götür hayallerimi...
"Umut etmek en büyük kötülüktür, insanın işkence süresini uzatır." demiş Nietzche. Haklı da bir bakıma... Umudun kırıldığı, yani hayallerin yok olduğu an; işkencenin bittiği, yani "ölümün" gerçekleştiği andır. En iyisi hiç başlamamak yada başındayken vazgeçip acıyı en aza indirgemek en iyi çözüm gibi gelir insana...
Ama öyle olmuyor maalesef. Umutla bakmak geleceğe, iyi şeyler istemek vazgeçilemez bir dürtü olup çıkıyor hayatımızda. Peki bu hayallerin gerçekleşmesi mi gerekir hep? "Yol" mudur önemli olan yoksa "gittiğimiz yer" mi?
Bir hayal tut elinde, sakın bırakma, Yaşam kadar değerli, hayat kadar acı, Hayallerdir insanı yaşatan ve ayakta tutan, Mutluluğun melhemi, sevginin ilacı. Ama dikkat et, sakın gerçekleşmesin hayalin, Hep bir adım kadar gerisinde ol, Kimi zaman yakala bir köşesinden hınçla, Kimi zaman ölüm kadar uzağında ol. Dibi delik bir su kovasıdır hayaller, Sürekli bir su sirkülesi, Sakın kapama kovanın deliğini, Ölmektir bir nevi, hayallerin gerçekleşmesi.Gerçekleşen, yani "biten" hayal bir nevi ölümdür diyor şair de... Ama insanı yaşatan, ayakta tutan da onlar diyebiliyor. Hangisi doğru? Gerçekten bilmiyorum....
26.04.2006
About this entry
You’re currently reading “
- Published:
- 21:39
- by Bahadır
1 Yorumlar (Yorum Gönder)